Rivayet odur ki Köydes birimi kurulmuş, köydese üye olacak
muhtarların seçimleri arefesinde ilginçlikler yaşanmakta. İşte Künefe
tatlısının bedeli...
Köy muhtarlarımızdan
biri (o kendini bilir) seçimler öncesi çalışmalara başlar. Doğaldırki köydese seçilecek olan muhtarı köy
muhtarlarımız seçeceklerdir. Dolayısıyla adaylığa soyunan köy muhtarının, köy
muhtarları ile beşeri münasebetlerde bulunmak, onlara sevecenlikle yaklaşıp
nihayetinde verecekleri oyları hanesine
yazdırabilmenin mücadelesini vermek gerek.
Köyünde bir toplantı yapar, yakın köy muhtarlarını da davet
eder. Onlara Hatay’ın meşhur tatlısı Künefe tatlısı ikramında bulunacağını
söyleyerek köyüne davet eder. Bilenler bilirler ki kavrulmuş künefenin tadına
diyecek olmaz hani...
Akşam olur,koyu muhabbet başlar, akabinden Hatay’ın meşhur tatlısı Künefe muhtarlara
ikram edilir. Tatlı yenir, tatlı konuşulur, hoş sohbetin ardından misafirler birer birer
ayrılırlar. Köydese aday olmayı ve kazanmayı kafasına koyan muhtarımız gecenin
ilerleyen bir vaktinde kendisine yakın gördüğü bir muhtarın evine gider,
aracının kornasına basar ve ona şaka
yollu takılarak; “ Künefeyi yiyipte
yatmak olmaz. Künefenin bir bedeli var çalışmamız gerek” diyerek yanına
çağırır. Gecenin karanlığında binerler araca yol tutarlar. İlk uğrak yerleri
yakın köyleri olan bir köydür. Gecenin karanlığını korna sesi bozar. Gelen
yabancı olmalı ki bekçi köpekleri havlamaktadır. Muhtarımız kalkar,balkonun
ışığını yakar. Aşağısı karanlık kendi bulunduğu yer aydınlık olduğundan aracın
içini göremez. Aşağıya bakarki bir araç. Seslenir. Kimdir o ? Araçta bulunan muhtar cevap verir.
-Biziz muhtar biziz. Yabancı değil.
Sesinden zaten yabancı olmadığını anlamıştır muhtarımız.
Seslenir gelenlere.
-Hayırdır muhtar bu saatte ?
-Hayır muhtar hayır...
-Muhtar derki, seçimler yakın çalışmak gerek.
-Muhtar kimin için çalışılacağını anlar.Ve yanıtı keskin
olur.
-YA MUHTAR...BEN SANA
DEMEMİŞMİYDİM KÜNEFEYİ YEMEYELİM!!!